Son Dakika Haberleri

Kadir Gecesini nasıl İdrak etmeli

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bu yıl  13 Temmuz Pazartesi gününü 14 Temmuz Salı'ya bağlayan gece idrak edilecek.Kadir gecesi,islam inancına göre Kuran-ı Kerim'in Allah tarafından Cebrail aracılığıyla Hz.Muhammed'e vahyedilmeye başlandığı gecedir.

Kadir Gecesi'nden Mekke devrinde nazil olan ve Kur'an'ın doksan yedinci sûresi olan beş ayetlik Kadir Suresi'nde bahsedilir. Bu surede Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesi'nden bahsedildiği için bu sureye Kadir Suresi denmiştir. Kadir, 'azamet' ve 'şeref' demektir.Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdiğini ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğunu bildirmiştir. Bakara suresinin 185. ayetinde de Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiği beyan edildiği için Kadir gecesinin Ramazan ayında bulunduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Kadir Gecesi, Müslümanlara göre çok hayırlı ve mübarek bir gecedir. Kur'ân'da şöyle tanımlanmıştır:

1) Biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik.
2) Kadir gecesi nedir, nereden bileceksin?
3) Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.
4) O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler..
5) O, tanyeri ağarıncaya kadar esenlik gecesidir. 

Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, halk arasında yaygın olarak bilinen anlayışla alakalı Ramazanın 27. gecesi olduğuna dair kesin bir delil de aslında yoktur. Kadir gecesi ile ilgili hadislere bakıldığında İslam nebisinin mü’minlere tavsiyesi, Kadir gecesini Ramazanın son on gününde ve özellikle de tek gecelerinde aramaları şeklinde olmuştur. Buna göre Kadir gecesi Ramazanın yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi veya yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir. Konuyla ilgili sahih rivayetlerden anlaşıldığına göre İslam nebisi dahi Kadir gecesinin Ramazanın kaçıncı gecesi olduğunu bilmiyordu!
Kadir gecesinin değerlendirilmesi/ihyası ile ilgili olarak Nebiden bir dua haricinde herhangi ibadet tavsiye edilmemiştir. Fakat Aişe radıyallâhu anhâ’nın bildirdiğine göre Allah'ın elçisi, Ramazan ayında diğer aylardan daha çok ibadet ederdi. Son on günde ise ibadetlerini biraz daha artırır, geceleri ihya eder, ailesini de geceyi ihya etmeleri için uyandırırdı.

Bir gün Âişe, Resûlullâh’a: “Ey Allah’ın elçisi! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu anlarsam o gece nasıl dua edeyim? ” diye sormuş, O da:  “Şu duayı oku” buyurmuştur:
اَللّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي
“Allahım! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet.”[Tirmizî, Daavât, 84.]

İslam inancına göre Allah Kur'an'ın ilk ayetlerini Cebrail isimli melek aracılığıyla İslam dininin Peygamberi Muhammed'e Nur Dağı Hira Mağarası'nda göndermiştir. İndirilen ilk ayetler Alak Suresi'nin ilk 5 ayetidir.
Muhammed, 40 yaşına yaklaştığında toplumdan uzaklaşarak Mekke’nin kuzeyinde, Nur dağı'ndaki Hira mağarasında inzivaya çekilmeyi ve burada vakit geçirmeyi adet edinmiş, bu durum 1-2 yıl devam etmiştir. 610 yılında bir Ramazan gecesi (Kadir gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarasında tefekküre daldığı bir sırada ilk vahyi almıştır. Muhammed'in 610 yılından başlayarak, vefat ettiği yıl olan 632'ye kadar aldığı vahiyler Kur'an'ı oluşturur. 

İlk vahiy şu şekilde anlatılır:
Muhammed, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı fakat taş ve ağaçlardan başka bir şey göremiyordu. Bu sırada her tarafı ansızın bir nur kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrail'i gördü.
Cebrail O'na: "Oku" dedi.
Muhammed: "Ben okuma bilmem" diye cevap verdi.
Cebrail, Muhammed'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı ve "Oku" emrini tekrarladı.
Muhammed: "Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım" diye cevapladı.
Cebrail emrini tekrarlayıp üçüncü defa Muhammed'i sıktıktan sonra Alak Suresi'nin ilk beş ayetini Muhammed'e vahyetti: "Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabb'in sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir."
Meleğin arkasından Muhammed de bu ayetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine doğru hızlıca gitmeye başladı. Yolda ilerlerken gökyüzünden bir sesin: "Ey Muhammed! Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cebrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrail'i gördü. Korku içinde evine vardı.
Eşi Hatice'ye: "Beni örtün, çabuk beni örtün" dedi. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra yaşadıklarını eşi Hatice'ye anlattı, "Korkuyorum Hatice, bana bir zararın gelmesinden korkuyorum", dedi.
Hatice, O'nu şu sözlerle teselli etti: "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiçbir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten aciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misafiri ağırlarsın"


Hatice daha sonra bu durumu Varaka bin Nevfel'e anlattı ve Muhammed'i Varaka'ya götürdü. Varaka haniflerdendi. Tevrat ve İncil'i okumuş, İbrani dilini ve eski dinleri bilen bir ihtiyardı. Varaka Muhammed'i dinledikten sonra: "Müjde sana Ey Muhammed, Allah'a yemin ederim ki sen İsa'nın haber verdiği son Peygambersin. Gördüğün melek, senden önce Yüce Allah'ın Musa ve İsa'ya göndermiş olduğu Ruhu'l-Kudüs'tür. Keşke genç olsaydım da, kavmin seni yurdundan çıkaracağı günlerde sana yardımcı olabilseydim... Hiçbir Peygamber yoktur ki, kavmi tarafından düşmanlığa uğramasın, eziyet görmesin" dedi.



 

Hiç yorum yok

Lütfen bir yorum yapın